Bilinçaltını Keşfetmek

Bilinçaltı zihin, günlük farkındalığımız dışındaki işleyişimizi sağlayan yaratıcı zihin olarak tanımlanır.

İlk kez Pierre Janet tarafından kullanılan bilinçaltı terimi yerine modern psikolojide duygusal zihin terimi tercih ediliyor. Araç kullanırken aynı zamanda yan koltuktaki arkadaşımızla sohbet eder, aynı anda trafiği gözetler, farkında olmadan gaz, fren, vites yapabiliriz. Tüm bunlar duygusal zihnimizin iş başında olduğunu gösterir. Çünkü alışkanlıklarımızın ve inancımızın merkezidir, farkında olmadan bizi yönetir. Duygusal zihnimize farkındalığımızı arttırarak iyi ve pozitif kalıpları ekebiliriz. Fakat henüz mantıklı zihnimiz tam işlevselliğine kavuşmadan önce ‘’11-12 yaş öncesi kabul ediliyor’’ ebeveyn ve çevreden gelen fikirler zihnimizde derin izler bırakabilir. Olumlu veya olumsuz bu kalıplar ise yetişkinliğimizde bizi etkilemeye devam eder ve tüm yaşantımız bu inanç kalıpları ile şekillenebilir. Tıpkı araç kullanırken gaz ve freni refleks olarak kullandığımız gibi bazı duygu ve inançlarımızı da farkında olmadan yaşarız. Mesela sürekli bu ay maaş yetmedi önümüzdeki aya zor çıkarız tarzı konuşmaların olduğu bir ailede büyüdüyseniz bilinçaltınız da kıtlık bilinci inancı yerleşecektir. Yakın zamanda içinde bulunduğumuz Pandemi durumunda bunu hepimiz yaşadık. İki günlük yasaklarda bile evde yiyecek kıtlığı var gibi marketlere koştuk. Birçoğumuz gereksiz ürünler aldık belki de. Hafta içi yemediğimiz bir yiyeceği hafta sonu yeme ihtiyacı duyduk. Ama onu aldırtan aslında bilinçaltımızda kendimizin bile farkında olmadığı kıtlık inancıdır inanç markette virüse yakalanma riskinin bile önüne geçti. Neyseki güzel bir haberim var hepsini değişmemiz mümkün.. Pozitife odaklanarak, farkındalığımızı artırarak, bakış açımızı değiştirerek kendi negatifliğimizin içinde boğulmaktan çıkabiliriz. Ancak o zaman hayat denen okyanusta rahatça yüzebiliriz. Bilinçaltını olumlu olumsuz etkileyen en büyük etken ise günlük konuşmalarımızdır. Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa bugün ne konuştuğuna baksın. Mohandas Karamçand Gandi’ninde söylediği gibi;

Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür…

Düşüncelerinize dikkat edin; Duygularınıza dönüşür…

Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür…

Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür..

Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür..

Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…

Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür..

İncil’’ başlangıçta söz vardı söz tanrıydı’’der. Eski İbrani kültüründe insanlar yaratıcının ismine odaklanarak meditasyon yapar. İslam dininin peygamberi Hz Muhammed (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde: “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse, ya hayır söylesin, ya da sussun.”  buyurarak hayırlı ve güzel sözler söylememizi, aksi takdirde susmamızı tavsiye etmektedir.

Bilinçaltı yargıda bulunmaz bilinçaltımız söylediğimiz her şeyi kabul eder ve inançlarımıza göre yaratır. O her zaman evet der. Bilinçaltımız deklare ettiklerimizi bize geri verir. Eğer fakirlik sevgisizlik inançlarını seçersek yada çocukluğumuzda buna inandırıldıysak bilinçaltı bu inancımızı yaşatacak kişi ve olayları çekecektir hayatımıza.. Hayat seçimlerden ibaretse aşkı huzuru sevgiyi bolluğu ve bereketi seçmeniz dileğiyle…