Bir Zamanlar Adana Ahi Teşkilatı
“Hak ile sabır dileyip, bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçen bizdendir” öğretisini esas olan Adana Ahi Teşkilatı mensupları; kardeşlik, yiğitlik, mertlik, cömertlik, yüce gönüllülük, hakseverlik, dürüstlük ve hakkaniyetlik ilkelerini benimsemiş, yaklaşık 600 yıllık bir geleneğin, bugünkü manevi mirasçılarıdır, hiç şüphesiz.
1300’lü yıllarda Adana; Adana Kalesi, Taşköprü, Tepebağ, Kayalıbağ, Ulucami, Yağcami ve Karasoku mahallelerinden ibaretti. 1700’lü yıllara gelindiğinde, 47 mahalle ve 3810 nüfusa ulaşmıştır. Adana, önemli ticaret yolları üzerinde olması yanında, içinde barındırdığı bedesten, han, çarşı ve pazar yerleri ile ticari hayatın en belirleyici ve hareketli merkezlerinden birisi olmuştu. İktisadi hayatın temelini teşkil eden, sanayi ve ticaretle uğraşan esnaf ve tüccarlar, şehir nüfusunun da önemli bir kısmını oluşturmaktaydı. Adana şehrinde mevcut esnaf temsilcilerine “Şeyh” adı verilmekteydi. Seçimle göreve gelen esnaf şeyhi, kötü tutum ve davranışları görülmedikçe, hayatları boyunca görevlerinde kalmaktaydılar. İşinin ehli olmayan veya görevini ihmal eden esnaf şeyhi olduğu takdirde, Adana Kadısı durumu Padişaha arz eder ve görevinden alınması sağlanırdı. Esnaf Şeyhlerine yardımcı olan diğer görevliler ise yiğitbaşılar, ustalar ve şakirddi. Adana esnaf şeyhinin başlıca görevleri, yönetimle olan ilişkileri düzenlemek onları temsil etmek, esnaflar arasındaki anlaşmazlıkları çözümlemek, ödenmesi gereken vergilerin paylaştırılması ve toplanmasına aracılık etmek, esnafların şehir yöneticilerine verdikleri hizmet karşılığının tahsil edilmesinde yardımcı olmaktır. Ayrıca satılacak her türlü, eşya ve maddelerin fiyatlarını belirlemek, ağırlık ölçülerinin kontrol edilmesi ve belirtilen satıcı şartlarına uymayanları uyarmak, esnaf şeyhlerinin görevleri ve yetkileri arasındaydı. 1700’lü yıllarda, Adana’da mevcut meslek grubu sayısı 122’ydi. Bunlar içinde en fazla vergiye tabi olanlar sırasıyla: Cüllahlar yani dokumacılar, %13; Bezzazlar yani manifaturacılar, %12,3; Kezzazlar yani ipek satıcıları, %9,2; Keşfgerler yani ayakkabıcılar, %7.2; Ve Attarlar yani tıbbi bitki satıcıları, %6,9’dur. Adana Şeriye Sicilleri kayıtlarından anlaşıldığı üzere, 1700’lü yılların ilk yarısında, Adana’da ticaretin en canlı olduğu yer Ramazanoğulları Çarşısıydı. Çarşı’nın sınırları doğuda Yeni Hanı; batıda Kapalı Çarşı’yı; güneyde Bakırcılar Çarşısı, kuzeyde Gön Hanı içine almaktaydı. Ramazanoğulları Çarşısı içinde Attarlar, Eskiciler, Pabuççular, Saraçlar ve Demirciler Çarşısı bulunmaktaydı. “Hak ile sabır dileyip, bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçen bizdendir” öğretisini esas olan Adana Ahi Teşkilatı mensupları; kardeşlik, yiğitlik, mertlik, cömertlik, yüce gönüllülük, hakseverlik, dürüstlük ve hakkaniyetlik ilkelerini benimsemiş, yaklaşık 600 yıllık bir geleneğin, bugünkü manevi mirasçılarıdır, hiç şüphesiz.